Günümüz dünyasında Doğum oranı büyük ilgi ve tartışmalara yol açan bir konudur. Doğum oranı'in önemi son yıllarda giderek artıyor ve etkisi toplumun birçok alanına yayılıyor. Bilimselden politik, kültürel ve sosyal alanlara kadar Doğum oranı kimseyi kayıtsız bırakmayacak kadar önemli bir konu haline geldi. Bu makalede, Doğum oranı'in farklı yönlerini inceleyerek farklı alanlardaki etkisini ve yansımalarını analiz edeceğiz. Ayrıca tarih boyunca geçirdiği evrimi ve sunduğu gelecek perspektiflerini de derinlemesine inceleyeceğiz.
Doğum oranı, (kaba doğum hızı), bir yılda doğan canlı bebek sayısını yıl ortası nüfusa bölünmesi ve 1000 ile çarpılmasıyla bulunan oran. 1000 nüfus başına bir yıldaki doğum miktarını oransal olarak verir. Doğumlar göç ile birlikte bir mekandaki nüfusun artmasının sebebidir. Doğumlar ile ölümler arasındaki fark Doğal Nüfus Artışını verir.
Türkiye'de kaba doğum hızı 2012'de ‰17.1 iken, 2013 yılında ‰16.92'ye düşmüştür. 2013 yılı için kaba doğum hızının en yüksek olduğu iller; Şanlıurfa ‰33, Şırnak ‰29.9, Ağrı ‰29.3, Van ‰28.6 illeridir. Doğum oranının en düşük olduğu iller ise şunlardır: ‰10.1 Kırklareli, ‰10.6 Edirne, ‰10.6 Çanakkale, ‰11 Tunceli.
Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de doğum oranları azalmaktadır.
Dünya genelinde doğum oranlarında genel bir düşüş görülmektedir. Ortalama son 50 yılda 5.4 çocuktan, 2.1 çocuğa gerilemiştir. Yıllar itibarıyla Türkiye'deki doğum oranları şöyledir: 1980: ‰3.41, 1985: ‰2.59, 1990: ‰2.65, 2000: ‰2.53. Doğum oranı Fransa'da ‰13.1, Angola ve Mali'de ‰50, Hong Kong ve Ukrayna'da ‰8, Türkiye'de ‰17.3'tür.
Dünyada tahmini Kaba Doğum Hızı (KDH) (1950–2050) UN, medium variant, 2009 rev.
Yıl
KDH
Yıl
KDH
1950–1955
37.2
2000–2005
21.2
1955–1960
35.3
2005–2010
20.3
1960–1965
34.9
2010–2015
19.4
1965–1970
33.4
2015–2020
18.2
1970–1975
30.8
2020–2025
16.9
1975–1980
28.4
2025–2030
15.8
1980–1985
27.9
2030–2035
15.0
1985–1990
27.3
2035–2040
14.5
1990–1995
24.7
2040–2045
14.0
1995–2000
22.5
2045–2050
13.4
Doğum oranının değişimi
Yavaş değişim: Ülkenin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmesine bağlı olarak doğum oranının düşmesidir. Sanayileşme, kadının çalışma hayatına katılması, eğitim düzeyinde iyileşme, şehirleşme nedenler arasındadır.
Gönüllü değişim:Devletlerin uyguladığı nüfus politikalarının sonucunda doğum oranının hızla düşmesidir. Çin'de 1970'lerde başlanan tek çocuk siyaseti, 2002'de yasal hale getirilmiştir. Sert şekilde uygulanan nüfus planlaması doğum oranlarını önemli ölçütü düşürmüştür. bugün 1.3 milyar nüfusuyla dünya lideri olan Çin 2050 yılında 1.6 milyar olacak ve tahtını Hindistana devredecektir.
Kriz modeli: Sosyal ve siyasal sistemde insanları sıkıntıya düşüren genel olaylar neden olur. Savaş, ihtilal, kargaşa, terör, göç, afetler doğum oranlarında ani düşüşlere neden olur. Türkiye en düşük nüfus artışının 1945 yılında yaşamıştır. II. Dünya Savaşı'na Türkiye'nin girmemiş olmasına rağmen etkilenmiştir.
Doğumlar ve siyaset
Dünya ülkeleri kendilerine özgü sebeplerle doğum oranlarına müdahale etmeye çalışırlar. Doğum oranları, ölüm oranlarıyla birlikte nüfus artış hızını belirler. Gelişmiş ülkeler düşen nüfus artış hızlarını artırmaya çalışır. Gelişmekte olan ülkeler kalkınmayı yavaşlattığı düşüncesi ile doğumları azaltmaya çalışırlar.
Türkiye, dünyada Endonezya'dan sonra en hızlı yaşlanan ikinci ülkedir. Yaşlı nüfusun getireceği sıkıntılardan kurtulmak için belli bir nüfus artış hızının korunması gerektiği düşünülmektedir. Bu gerekçeyle devrin başbakanı Erdoğan tarafından uzun süre en az üç çocuk söylemi gündemde tutuldu. Eski zamanlara nazaran doğumları özendirmek amacıyla çeşitli teşvikler açıklandı Aynı zamanlarda Rusya Devlet Başkanı Putin,İran cumhurbaşkanı Ahmedinejat da doğumları teşvik eden politikalar uyguladılar.
^ab"Ders 8 :Doğumlar"(PDF). DEMOGRAFİ: Nüfus meselelerine sosyolojik bir bakış. acikders.org.tr. 7 Ocak 2015 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ocak 2015.